...oyun ebesi istop diye bağırınca yaşadığımız adrenalini
iphone 6+'tan almak mümkün mü...
Yazının başlığındaki 'istop' ve 'iphone' terazisi kimseyi yanılgıya düşürmesin. Elbette böyle bir karşılaştırma yapacak durumda ve çağda değiliz. İçinde bulunduğumuz koşullar teknolojik gereksinimleri zorunlu hale getirdiğinden beri, dünya üzerinde yaşayan hiç kimsenin bu değişime direnecek gücü kalmadı. Artık mahalle aralarında değil, apartman katlarında büyüyoruz. Yo yo, komşuluk ilişkileri falan değinilecek konular değil. Binlerce paragraf yazıldı çizildi, yüksek binaların donduran soğukluktaki sosyal yaşam kültürleri hakkında. Biz, bu sayfada hamallık yapacağız. Zihnimizin derinliklerinde kalan hatıralarımızı sırtımızda taşıyıp günümüze ulaştırmaya çalışacağız. Hayırlısı...
Hangilerimiz yetişti bilemiyorum, gözlerimizi kapatıp geçmişe doğru bir yolculuk yapıldığında kimlerin aklına mahalle aralarında çocuksu mutluluklarla dolu dolu yaşanılan anılar gelir. Oynarken heyecandan öldüğümüzü sandığımız kaçamaklarımız vardı bizim. Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde yaşanılan rekabete rahmet okutacak oyunlarımız vardı. Her şey bittikten sonra kol kola dolaşacağımızı bildiğimiz halde, mücadele sırasında hırsımızdan kıpkırmızı kesildiğimiz belki kalp kırdığımız oyunlarımız...
Mesela 'İSTOP' diye bir oyunumuz vardı, hatırlayan çıkar mı? En az üçü kişi bir araya gelip (ki bu sayı fazla olursa tadından yenmezdi) ortaya bir ebe seçer, eline bir plastik top verirdik. Tabi ki ilk ebe, topun sahibi olmazdı her zaman. Etrafında bir daire olurduk. Ebe topu havaya atar ve birimizin adını bağırırdı. Topun elden çıkışı ile ismin söylenmesi arasında geçen 2-3 saniyelik zaman, bize yıl kadar uzun gelirdi. Hayır hayır, bitmedi. Asıl heyecan bundan sonra başlardı. Havaya atılan topu yakalamaya çalışan yeni ebe adayımız, 'İSTOP' diye bağırana kadar uzaklaşabildiğimiz kadar kaçmalıydık. Sihirli kelime söylendiğinde eski sovyetlerin Kızıl Ordu'sundaki askerler gibi kımıldamadan beklerdik. Heyecanın doruğuna ulaştğımız nokta burası olurdu, kan ter içinde gülmemeye çalışarak, ebe'nin kimi vuracağına karar vermesini beklerdik. Ebe, ilk atışta hedefi tutturduğunda geri kalanlar rahat bir nefes alırdı, ta ki yeni oyun ebesi, topu havaya atıp 'İSTOP' diye bağırana kadar.
Merak ediyorum; oyun ebesinin topu havaya atıp isim söylemesinden, adı okunanın topu tutup 'İSTOP' diye bağırmasına kadar geçen sürede yaşanılan kan basıncını, adrenalini, hangi akıllı telefon mağazasından indirilen oyun verebilir ki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder